Engelli vatandaşlarımızın yaşam boyu karşılaştıkları en büyük zorluk sahip oldukları engeller değil; engelliliklerinden kaynaklanan farklılığı bahane eden toplumun, engelli vatandaşlarımıza karşı geliştirdiği engelleyici tutumlardır. Engelli vatandaşlarımızın kendi kendine yetebilmesi, bir meslek edinip üretken hale gelmesi ve çevresiyle sağlıklı iletişim kurabilmesi hepimizin en büyük sorumluluğudur.
Engellilik sadece bu sorunu yaşayan kişiyi değil, ailesini ve yakın çevresini de ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak etkileyen önemli bir olgudur. Bir ailenin ortalama dört kişiden oluştuğunu öngörürsek engelliliğin, ülkemizde yaklaşık 30 milyon insanı doğrudan ilgilendirdiğini, bunun da ülke nüfusunun %40'ina denk düştüğünü söyleyebiliriz. Birçok nedeninin yanı sıra Deprem, kazalar, terör ve savaşlar gibi birçok etken nedeniyle gün geçtikçe bu oran artmaktadır. Oysa engelliliğin nedenlerinin önemli bir bölümü kaçınılabilir ve önlenebilir nedenlerdir. “Asıl hedef engelliliğin oluşmasını önlemek olmalıdır”. Engelliliğe yol açan sebeplerin ortadan kaldırılması hususunda ilgili bakanlıklar gerekli ve yeterli çalışmaları yapmalı Devlet Politikası olarak da sürdürülmesine özel önem gösterilmelidir.
Hatta engelli bireyler ve ailelerinin ihtiyaçlarına hizmet etmeye adanmış Engelli Hizmetleri Bakanlığı mutlaka kurulmalıdır. Böyle bir bakanlığın kurulmasının engelli bireylere ve ailelerine güçlü bir destek mesajı göndereceğini ve hükümetin daha kapsayıcı bir toplum yaratma taahhüdünü göstereceğini öngörmekteyiz.
Dünyanın neresinde olursa olsun hükümetler sağlık, spor, rehabilitasyon, eğitim ve istihdam hizmetlerinden mahrum yaşayan, etrafına ışık saçma fırsatına hiç kavuşamamış milyonlarca engelli insanı görmezden gelmemelidir. Engellilerin, ayrım gözetmeksizin insan onuruna yaraşır biçimde, toplumun diğer bireyleriyle hayatın içerisinde eşit olarak yer alabilmesi için gerekli tedbirlerin alınması şarttır. Bunun için kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve tüm vatandaşlarımız iş birliği içinde olmalıdır.
Engelli bireyler için erişilebilirlik uzun süredir ciddi bir sorun olmuş olup, birçok insan toplumda tam katılım için önemli engellerle karşı karşıyadır. Erişilebilirliği geciktirmemek için her belediyenin bir erişilebilirlik birimi açmasını talep ederek, bu konuda acil önlem alınması gerektiğini bir kere daha vurgulamak istiyoruz. Bu erişilebilirlik birimleri, erişilebilirliği tespit etmek ve engelleri kaldırmak için özel olarak oluşturulmalı ve her belediye yaşamın her alanında daha fazla kapsayıcılık ve erişilebilirliği teşvik etmek için politikalar ve programlar geliştirip uygulamalıdır. Bu birimlerin açılmasının engelli bireylerin belediyelerin sunduğu tüm hizmetlere ve fırsatlara eşit erişimini sağlamak için kritik bir adımdır. Bu çağrımız, erişilebilirliğin öneminin artan farkındalığı ve engelli bireylerin topluma tam katılımını engelleyen engellerin acil olarak ele alınması gerektiği düşüncesiyle ortaya çıkmaktadır. Her belediyede Erişilebilirlik Birimlerinin açılmasıyla, herkes için daha kapsayıcı ve erişilebilir bir gelecek yaratmayı umuyoruz.
Sosyal yardım kapsamında “evde bakım ücreti” alan kişiler için sigorta yapılması, engelli bir kişinin bakımını üstlenen ailelerin finansal yükünü hafifletmek için önemlidir. Engelli bir kişinin bakımı genellikle ciddi maliyetler gerektirir ve ailenin bu maliyetleri karşılamakta zorlanması yaygın bir sorundur. Bu nedenle, ailelerin finansal olarak desteklenmesi ve evde bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması önemlidir. Bu sayede, engelli bireylerin yaşamlarının kalitesi arttırılarak, ailelerin finansal yükü azaltılacaktır.
Özellikle ağır engelli çocukları olan annelerin erken emekliliğinde olduğu gibi, babalar da erken emekli olabilmelidir. Engelli bir kişinin bakımını üstlenmek için ailenin her iki ebeveyninin de çalışma hayatından erken çıkması gerekebilir. Bu nedenle, babaların da erken emekli olma hakkı tanınmalıdır. Bu sayede, ailelerin engelli bir bireyin bakımını üstlenmesi finansal açıdan daha sürdürülebilir hale getirecektir.
Ayrıca; Prim Destekli Bakım Yasası çıkarılmalıdır. Örneğin her çalışan kişiden cüzi miktarda maaş kesintisi yapılarak çalışan bakıma muhtaç hale geldiğinde maaştan kesilen bu kaynakla bakılmalıdır. Prim Destekli Bakım Kanunu'nun yürürlüğe konmasıyla, bireyleri uzun vadeli bakım ihtiyaçları için önceden plan yapmaya teşvik edecektir. Kişiler, maaşlarının bir kısmının gelecekteki bakımlarına harcandığını bildikleri için yaşlandıklarında ihtiyaç duyacakları kaynakları sağlamak için daha proaktif adımlar atmaya daha yatkın olacaklardır. Bu, bireylerin ileride maddi zorluklarla karşılaşmalarını önlemeye ve herkes için maddi güvence sağlamaya yardımcı olacaktır.
Büyük Önder Atatürk’ün “Cumhuriyet Bilhassa Kimsesizlerin Kimsesidir” düşüncesinden güç alarak herkes için ulaşılabilir, erişilebilir, hiç bir ayrımcılığa uğramadan, engellilerimizin hak ettiği değeri gören bir Türkiye yaratmak için Türkiye Sakatlar Konfederasyonu olarak çalıştığımızın bilinmesini istiyorum.
Bu Hafta vesilesiyle bütün engellerin sevgi, saygı, dayanışma ve hak temelli bir yaklaşım ile aşılacağını bir kez daha hatırlatarak, engelli vatandaşlarımıza ve ailelerine mutlu, huzurlu, sağlıklı ve başarı dolu güzel günler diliyorum.