Kurban Bayramı denilince akla ilk gelen şeylerden biri kırmızı et tüketimi. Tüm bayramlarda olduğu gibi Kurban Bayramı’nda da tüm aile bireyleri bir araya geliyor, geniş sofralar kuruluyor ve bu sofralarda sohbet uzadıkça tüketilen besinlerin miktarı artıyor. Bu besinlerin arasında ön plana çıkan da kuşkusuz kırmızı et. Ancak et tüketiminin arttığı bu dönemde Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan, özellikle kalp damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon ve böbrek hastalıkları gibi kronik hastalığı olan bireyler ile yaşlılar ve çocuklar gibi yüksek risk grubunda olan bireylerin çok dikkatli olması gerektiğinin altını çiziyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 1998-2017 yılları arasındaki verilerine göre Türkiye’de et tüketimi son 20 yılda kademeli şekilde artış gösterdi. En büyük artış büyükbaş hayvan eti tüketiminde görüldü. 1998’de 4.2 kilogram olan yıllık kişi başı büyükbaş hayvan eti tüketimi 2017’de 10.4 kilograma yükseldi.
Türkiye genelinde özellikle Kurban Bayramı kırmızı et tüketiminin en yüksek olduğu dönemlerin başında geliyor. Kırmızı et vücut tarafından iyi bir şekilde kullanılabilen kaliteli bir protein kaynağı ancak görünür yağlarından ayrıldığı takdirde bile yağ içeriği yaklaşık %20 civarında. Bu yüzden yüksek miktarda kırmızı et tüketimi, kolesterol ve trigliserit gibi kan yağlarının yükselmesine ayrıca kalp damar hastalıkları riskinin artmasına neden oluyor. Bunun yanı sıra özellikle akut böbrek yetmezliği olan hastalarda, böbrek fonsiyonlarının daha fazla bozulmasına neden olabiliyor. Beraberinde sindirim güçlüğü, kabızlık, hazımsızlık, mide yanmaları ve ağrıları gibi birçok sindirim sorunlarına yol açabiliyor. Peki özellikle bu dönemde et tüketiminde nelere dikkat etmeliyiz?
Kurban etleri en az 24 saat dinlendirildikten sonra tüketilmeli
Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan, bu dönemde en sık yapılan hatalardan birinin kesilen etlerin hiç bekletilmeden aynı gün içinde tüketilmesi olduğunu söylüyor. Yeni kesilen etlerde “rigor mortis” adı verilen bir katılık oluyor ve bu şekilde tüketilen etler hazımsızlık ve şişkinlik gibi sindirim problemlerine yol açıyor. Bu nedenle kurban etlerinin en az 24 saat dinlendirdikten sonra tüketilmesi gerekiyor.
Haşlama, Fırınlama ve Izgara tercih edilmeli
Pişirme yöntemi olarak daha çok haşlama, fırınlama ve ızgara gibi pişirme yöntemleri tercih edilmeli, kavurma ve kızartmalardan ise kaçınılması gerekiyor. Kırmızı et yüksek miktarda doymuş yağ içerdiği için Arslan, ekstra tereyağ, kuyruk yağ, iç yağ gibi yağlar eklenmeden kendi suyunda pişirilmesi gerektiğini öneriyor.
Böbrek hastalıkları, gut, diyabet, hipertansiyon ve kalp damar hastalıkları gibi kronik hastalığı olan bireyler günde 1 öğün et tüketmeli ve porsiyon miktarına mutlaka dikkat etmeli. Bu dönemde sakatat tüketimi de artıyor. Ancak sakatatların doymuş yağ ve kolesterol içeriği yüksek olduğundan özellikle kolesterolü yüksek olan bireyler, kalp damar hastaları ve bu riski taşıyan bireylerin sakatat tüketiminden mümkün olduğunca kaçınması gerekiyor.
Etin yanında ne yediğiniz çok önemli!
Etlerin yanında pilav, makarna, beyaz ekmek gibi rafine edilmiş tahıllar tüketmek yerine sebze yemekleri ve salatalar tercih edilmeli. Ayrıca koyu yeşil yapraklı sebzeler, sivri biber ve yeşil salata gibi C vitamini içeriği yüksek sebzeler tüketilmeli. Gün içinde mutlaka bol miktarda su içilmesi de önemli noktalardan biri.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 1998-2017 yılları arasındaki verilerine göre Türkiye’de et tüketimi son 20 yılda kademeli şekilde artış gösterdi. En büyük artış büyükbaş hayvan eti tüketiminde görüldü. 1998’de 4.2 kilogram olan yıllık kişi başı büyükbaş hayvan eti tüketimi 2017’de 10.4 kilograma yükseldi.
Türkiye genelinde özellikle Kurban Bayramı kırmızı et tüketiminin en yüksek olduğu dönemlerin başında geliyor. Kırmızı et vücut tarafından iyi bir şekilde kullanılabilen kaliteli bir protein kaynağı ancak görünür yağlarından ayrıldığı takdirde bile yağ içeriği yaklaşık %20 civarında. Bu yüzden yüksek miktarda kırmızı et tüketimi, kolesterol ve trigliserit gibi kan yağlarının yükselmesine ayrıca kalp damar hastalıkları riskinin artmasına neden oluyor. Bunun yanı sıra özellikle akut böbrek yetmezliği olan hastalarda, böbrek fonsiyonlarının daha fazla bozulmasına neden olabiliyor. Beraberinde sindirim güçlüğü, kabızlık, hazımsızlık, mide yanmaları ve ağrıları gibi birçok sindirim sorunlarına yol açabiliyor. Peki özellikle bu dönemde et tüketiminde nelere dikkat etmeliyiz?
Kurban etleri en az 24 saat dinlendirildikten sonra tüketilmeli
Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan, bu dönemde en sık yapılan hatalardan birinin kesilen etlerin hiç bekletilmeden aynı gün içinde tüketilmesi olduğunu söylüyor. Yeni kesilen etlerde “rigor mortis” adı verilen bir katılık oluyor ve bu şekilde tüketilen etler hazımsızlık ve şişkinlik gibi sindirim problemlerine yol açıyor. Bu nedenle kurban etlerinin en az 24 saat dinlendirdikten sonra tüketilmesi gerekiyor.
Haşlama, Fırınlama ve Izgara tercih edilmeli
Pişirme yöntemi olarak daha çok haşlama, fırınlama ve ızgara gibi pişirme yöntemleri tercih edilmeli, kavurma ve kızartmalardan ise kaçınılması gerekiyor. Kırmızı et yüksek miktarda doymuş yağ içerdiği için Arslan, ekstra tereyağ, kuyruk yağ, iç yağ gibi yağlar eklenmeden kendi suyunda pişirilmesi gerektiğini öneriyor.
Böbrek hastalıkları, gut, diyabet, hipertansiyon ve kalp damar hastalıkları gibi kronik hastalığı olan bireyler günde 1 öğün et tüketmeli ve porsiyon miktarına mutlaka dikkat etmeli. Bu dönemde sakatat tüketimi de artıyor. Ancak sakatatların doymuş yağ ve kolesterol içeriği yüksek olduğundan özellikle kolesterolü yüksek olan bireyler, kalp damar hastaları ve bu riski taşıyan bireylerin sakatat tüketiminden mümkün olduğunca kaçınması gerekiyor.
Etin yanında ne yediğiniz çok önemli!
Etlerin yanında pilav, makarna, beyaz ekmek gibi rafine edilmiş tahıllar tüketmek yerine sebze yemekleri ve salatalar tercih edilmeli. Ayrıca koyu yeşil yapraklı sebzeler, sivri biber ve yeşil salata gibi C vitamini içeriği yüksek sebzeler tüketilmeli. Gün içinde mutlaka bol miktarda su içilmesi de önemli noktalardan biri.