"Sağlık Bakanlığı, çalışan haklarını gözeten kanuni sorumluluklarını yerine getirmelidir"

Birlik ve Dayanışma Sendikası, Sağlık Bakanlığı'na seslenerek depremden etkilenen illere görevlendirme ile gönderilen sağlık çalışanlarının sağlık, güvenlik, barınma, gıda, hijyen tedbirlerinin alınmasını istedi. Sendika adına açıklama yapan ve taleplerini ileten Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, 'Sağlık Bakanlığı'nın 'Saldım çayıra, Mevlam kayıra' tavrından vazgeçip işveren sıfatına uygun şekilde çalışan haklarını gözeten kanuni sorumluluklarını yerine getirmeli."

Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, deprem bölgelerinden görevlendirilen, depremden etkilenen sağlık çalışanları için bakanlığa seslenerek taleplerini iletti. Mengücük, yaptığı açıklamada, deprem bölgelerinde sağlık ve güvenlik tedbirlerinin alınması gerektiğini, barınma, gıda, hijyen koşullarının sağlanmasını istediklerini belirtti.

 

Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük yaptığı açıklamada, “Sağlık Bakanlığı’nın “Saldım çayıra, Mevlam kayıra” tavrından vazgeçip işveren sıfatına uygun şekilde çalışan haklarını gözeten kanuni sorumluluklarını yerine getirmesini istiyoruz. Depremden etkilenen illere görevlendirme ile gönderdiği sağlık çalışanlarının sağlık ve güvenlik tedbirleri alınmalı, barınma, gıda, hijyen koşulları sağlanmalıdır.” dedi.

 

Sağlık çalışanları planlama yapılmadan göreve çağrılmamalı

Dr. Derya Mengücük, Sağlık Bakanlığı’nın özellikle Aile Hekimliği’nden yapılan görevlendirmelerde önceden planlama yapılmadan, çalışanlara göreve hazırlıklarını yapabilmeleri için yeterli süre tanınmadan hemen transfer edilmek üzere havaalanında olmaları istendiğini söyledi. Mengücük,  “ASM’de poliklinik yaparken öğleden sonra haber verilip akşam uçağına yetişmesi, Cumartesi günü aranıp Pazar sabahı yola çıkması bekleniyor.  Hekimler, hemşireler, sağlık çalışanlarının deprem illerinde çalışmaktan kaçınmadığı, her türlü sağlık bakımına yardım etmekten imtina etmediğini açıkça ifade ediyor ve bilinmesini istiyoruz. Depremin ilk gün ve haftalarında yaşanan düzensizlik, aksaklıkların hızlı ve acil yardımın gerekliliği sebebiyle olduğunu varsayabiliyoruz. Ancak depremin üzerinden 40 günü aşkın süre geçmesine rağmen, oraya gidecek çalışanın nerede çalışacağı, ne kadar kalacağı, hangi ilde görevli olacağını bilmeden gönderilmesi, Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda hala gerekli organizasyon ve koordinasyonu yapmaması, rastgele ve plansız tavrı anlaşılır ve kabul edilebilir değil.” diye konuştu.

 

Uygun koşullar sağlanmadan uzun süreli görevlendirme yapılması kişilerin sağlığını riske atıyor

Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, görevlendirmelerin 15 günlük olarak uzatılmasının da çalışan için alınması gereken sağlık tedbirlerinin ihlali olarak gördüklerini belirtti. Uygun çalışma, barınma, beslenme koşullarını sağlamadan uzun süreli görevlendirmelerin kişilerin sağlık durumunu riske attığını söyleyen Mengücük, “Bu sürenin psikolojik açıdan ikincil travmaya maruziyeti uzattığı, bu korkunç afetin ruhsal etkilerini yaygınlaştıracağı ve arttıracağı açıktır. Psikiyatri uzmanlarının bu konudaki önerileri dikkate alınarak, bölgede yardım ve çalışma amaçlı bulunan herkes için olduğu gibi sağlık çalışanları için de bu sürenin 7 günü aşmaması gerekir. Görevlendirme için bilgilendirme 10 gün öncesinden yapılmalıdır. Kişilerin gerek ailevi gerekse çalışmış olduğu kurumdaki düzenlemeleri yapmasına, tedbirlerini almasına ve hazırlığını yapmasına yeterli süre verilmelidir.” dedi.

 

Görevlendirme tebliğinde yazılı olarak, hangi ilde ve nasıl görevlendirileceği önceden belirtilmelidir

Dr. Derya Mengücük, görevlendirme tebliğinin yazılı olarak hangi ilde, hangi sağlık kurumunda ve hangi görev tanımı ile görev yapılacağı açık olarak belirtilmiş şekilde olması gerektiğini,  görevlendirilen yerde ulaşımı, kimlerle iletişim içinde olunacağının belirtilmesi gerektiğini söyledi.

 

Görevlendirmeler, “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” şekline dönüşmüştür

Mengücük, açıklamasının devamında, “Bölgede sağlık hizmetinin gerektirdiği donanım sağlanmalı, iş risk ve tehlike tedbirleri alınmalıdır. Hizmetin verimli ve sağlıklı sürdürülmesini sağlamak için çalışma ve dinlenme süreleri gözetilmelidir.  Görevlendirme süresi boyunca barınma ve hijyen ihtiyaçları hazırlanmalı, fiziksel, zihinsel olarak ayrı bir güç gerektiren zor çalışma koşulları nedeniyle günlük beslenme ihtiyacı düzenli ve yeterli olarak sağlanmalıdır. Bölgeye gitmiş olan ve halen bölgede olan arkadaşlarımızın koşullarının son derece kötü, yetersiz ve belirsiz olduğunu biliyoruz. Görevlendirilen çalışanın çocuğunun bakımı, ailesinin durumu, hastalığı gibi durumlar sorgulanmadan 3-4 saatte gitmeye hazır olmasını beklemek, nereye, ne kadar gideceğini bilmeden yola çıkmasını, gideceği yerde nerede kalacağını, insani ihtiyaçlarının nasıl giderileceğini bilmeden görev yapmasını istemek artık depremin ikinci ayına yaklaşırken kabul edilemez bir ihmaldir.  Bu haliyle, bu görevlendirmeler hekim ve sağlık çalışanları için “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” şekline dönüşmüştür.  Bu plansız ve yetersiz koşullardan kaynaklanabilecek olumsuz sonuçlardan Sağlık Bakanlığı’nın sorumlu olacağını hatırlatıyoruz” dedi.