Prof. Dr. Çağrı Erhan: "Türkiye'nin ilk hedefi koşulsuz ateşkesin sağlanması"
Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof
Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Türkiye’nin krizin başından beri diyalogdan yana tavır koyan çabalarına dikkat çekti. Bu kritik görüşmeye ev sahipliği yapacak olan Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun, öncelikli hedefinin diyaloğa fırsat tanıyacak, koşulsuz ateşkesin sağlanması olacağını ifade etti.
Prof. Dr. Çağrı Erhan, dünyanın gözü kulağının Antalya’da olduğunu dile getirerek, “Dışişleri Bakanımız Mevlut Çavuşoğlu, bugün Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarını ağırlayacak. Onları, bir savaş ortamında ilk defa bir araya getiriyor. Çok ümitliyiz, belki buradan önemli bir sonuç çıkacak.” Açıklamalarında bulundu.
Antalya Diplomasi Forumu’nun ilk defa başta Ermenistan Dışişleri Bakanı olmak üzere diğer ülkelerden üst düzey katılımların da olduğu olağanüstü bir diploması panayırı haline geldiği değerlendirmesini yapan Prof. Dr. Çağrı Erhan, forumda yapılacak olan açıklamaların, belki kısa vadede değil ama orta vadede Türk dış politikasında son derece önemli etkileri olacağına dikkat çekti. Türkiye’nin son 15 gündür, sorunun her şeyden evvel taraflar arasında barışı, uzlaşıyı, diyaloğu öngören bir diplomasiyle çözüleceği yaklaşımda olduğunu belirten Prof. Dr. Çağrı Erhan, “Bu durumun herhâlde Avrupa Birliği içindeki dostlarımızın, Nato’daki müttefiklerimizin de desteğini ve takdirini alacağını değerlendiriyorum.” dedi.
Türkiye’nin ilk günden itibaren diyaloğun arkasında durmasının çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çağrı Erhan, Türkiye’nin hayırhah bir tarafsızlık takip ettiğini dile getirdi. Prof. Dr. Erhan sözlerine şöyle devam etti. “Bu, hariciyemizin özellikle 2. Dünya Savaşı zamanında takip ettiği bir siyaset. Aslında mağdurun yanındaydık. Ukrayna’ya yapılan saldırıyı bir savaş olarak nitelendirdik. Hemen birkaç gün içerinde Montrö Sözleşmesi’nin hükümlerini uygulamaya soktuk. Hiçbir zaman Ukraynalı dostlarımızı yalnız bırakmadık. Ama bunu yaparken de Rusya-Ukrayna arasındaki sorunların diyalog yoluyla aşılabileceğini herkese söyledik. Gerek Cumhurbaşkanının gerekse Dışişleri Bakanının muhataplarıyla yaptıkları görüşmeler sayesinde Türkiye, bugün tarafları yan yana getirme imkanına sahip oldu.” dedi. Eğer savaş devam ederse çok daha büyük insanlık dramlarının yaşanmasının söz konusu olacağını belirten Prof. Dr. Erhan, Bunun Türkiye’yi olduğu gibi tüm Avrupa’yı da yakından ilgilendiren bir mesele olacağını anlattı.
“Bugün Türk-Amerikan ilişkileri bakımından da önemli bir gün”
Prof. Dr. Erhan, “Bugün Sayın Çavuşoğlu’nun hakemliğinde hiç olmazsa diyaloğa bir kapı aralamalarının, belki liderlerin Putin ve Zelenskiy’nin bir araya geleceği bir barış yolunun döşemenin ilk adımını göreceğiz.” diyerek Türk-Amerikan ilişkileri açısından da önemli bir gün olduğunu vurguladı. ABD Başkanı Biden’ın, bugün Cumhurbaşkanımız ile telefonla görüşmek istediğini, uzun süredir böyle bir temas gerçekleşmediğini hatırlattı. Ancak Biden’in böyle bir noktada kendisini aramak istemesi, Rusya-Ukrayna krizinde Türkiye’nin üstlenmiş olduğu rolle ilgili olduğu değerlendirmesini yaptı. Prof. Dr. Erhan, bugün Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılması mümkün olabilir mi? sorunu yönelterek, “Ben bunu, Rusya - Ukrayna krizindeki rolü kadar, İsrail-Türkiye ilişkilerindeki yeni normalleşme süreciyle de ilişkili görüyorum. Türkiye, 90’lı yılların başından itibaren, ne zaman İsrail ile bir normalleşme sürecine girse, tarihte de böyle oldu, bu mutlaka ABD’deki Musevi lobisine olumlu yansıyor. Bu da mutlaka ABD yönetimini olumlu etkiliyor. Bilhassa enerji alanındaki iş birliğinin Türk-ABD ilişkilerine olumlu yansıyacağını düşünüyorum.” şeklinde ifade etti.
“Türkiye barış, uzlaşma ve diyalog diliyle uluslararası sistem içinde çok önemli bir yere oturmaya başladı”
Geçen hafta Birleşmiş Milletlerin (BM) kuruluşundan itibaren sadece 10 kez gerçekleşmiş bir olay olduğuna değinen Prof. Dr. Erhan, Güvenlik Konseyi çalışamadığı için BM Genel Kurulu’nun toplanarak Rusya’ya karşı bir karar aldığını ifade etti. İşte bu noktada, Sayın Cumhurbaşkanının defalarca dile getirdiği gibi BM’nin reforme edilmesinin gerektiği bir kez daha ortaya çıktığını ileterek, “Bu konuda Türkiye’nin öncüllük edebileceğini düşünüyorum. Bu çok önemli bir fırsat. Türkiye’nin uluslararası sistemdekini ağırlığını ve sözünün dinlenebilirliğini etkileyen en önemli faktörlerden biri. Türkiye barış diliyle, uzlaşma diliyle, diyalog diliyle uluslararası sistem içinde çok önemli bir yere oturmaya başladı. Gerçekten ABD’nin de gözünde kaçmıyor ki ABD bugün bir görüşme yapmak istedi.” dedi.
“Türkiye, aradaki aktör olarak ne söyleyecek?”
Prof. Dr. Erhan, barış görüşmesi için öncelikle silahların susması gerektiğini belirterek, bugüne kadarki müzakerelerde toplu bir ateşkes sağlanamadığına işaret etti. Gerek Kiev’de gerek Ukrayna’nın diğer kentlerinde neredeyse kıyamet öncesi son anların yaşandığını ifade ederek, “Türkiye’nin söyleyeceği, her şeyden evvel koşulsuz ateşkes sağlanması olacak. Zelenskiy’nin son açıklamalarına dikkat ettiyseniz, Nato üyeliği konusunda artık bir isteklerinin kalmadığını ifade etti. Bu çok önemli. Çünkü saldırının başlangıcında Rusya’nın ileri sürdüğü konulardan biri, Ukrayna’nın Nato üyeliği idi.” Şeklinde konuştu. Prof. Dr. Erhan, Zelenskiy’nin ayrıca Rus işgalindeki Donbas Bölgesindeki durumu da müzakere edebilir dediğini de hatırlatarak, müzakere ederlerse Rusya’nın daha da ilerlemesini, Ukrayna’yı bir devlet olarak tamamen ortadan kaldırmasına yol açabilecek bir çatışmanın önüne geçilmiş olabileceğine işaret etti. Prof. Dr. Erhan son olarak, “Sayın Çavuşoğlu’nun dile getireceği, her iki tarafa telkin edeceği konu, diyaloga bir şans tanımak adına, insanı koridorların genişletilmesi ve daha büyük bir insanı drama yol açmasının engellemesi için koşulsuz ateşkesin sağlanması olacak.” değerlendirmelerinde bulundu.