'Büyük beşli'yi önleyici tedbirlerle engelleyebiliriz
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Başkanı Prof
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Başkanı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, “Büyük Beşli” olarak tanımlanan “astım, KOAH, akciğer kanseri, akut solunum yolu infeksiyonları ve tüberküloz” hastalıkları ile mücadelenin önemini vurguladı.
Bu yıl Uluslararası Solunum Dernekleri Forumu (FIRS) tarafından teması “Herkes için Akciğer Sağlığı” olarak belirlenen 25 Eylül Dünya Akciğer Günü kapsamında bir açıklama yapan Yılmaz, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; dünyada en çok ölüme neden olan 10 hastalıktan 3’ünün solunum yolu hastalıklarından kaynaklandığını belirtti. Yılmaz, bu konudaki güncel bilgileri paylaşarak, şu noktalara dikkat çekti:
EN YAYGIN ÖLÜM NEDENİ ‘BÜYÜK BEŞLİ’
Uluslararası Solunum Dernekleri Forumu’nun 2021 yılında yayınladığı 3. Solunum Hastalıklarının Global Etkisi Raporu’nda astım, KOAH, akciğer kanseri, akut solunum yolu infeksiyonları ve tüberkülozu içeren başlıca 5 solunum yolu hastalığı ‘büyük beşli’ olarak tanımlanıyor. Bu hastalıklar dünya çapında hastalık, sakatlık ve ölümlerin en yaygın nedenleri arasında yer alıyor. Bu hastalıklar nedeniyle yılda ortalama 8 milyon kişi hayatını kaybediyor.
Akciğer kanseri, tüm kanserler arasında en ölümcül olan kanser türü. Her yıl bu hastalıktan ötürü 1,8 milyon insan hayatını kaybediyor. Pnömoni (zatürre) tüm dünyada mortalitenin (yıllık ölüm oranı) önde gelen akut nedenleri arasında. 2019’da tüm dünyada bu nedenle ortaya çıkan 2,5 milyon ölüm bildirildi. COVID-19 ise günümüze değin 6, 3 milyon kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.
Tüberküloz büyük bir sağlık sorunu olmaya devam ediyor. 2020 yılında 10 milyon kişi tüberküloz hastalığına yakalanmış, 1,5 milyon kişi ise bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. Her yıl 3,2 milyon kişi KOAH nedeniyle ölüyor, bu hastalık dünya çapında üçüncü önde gelen ölüm nedeni. Astım, dünya çapında çocuklarda en yaygın kronik hastalık ve 2019'da 262,4 milyon hasta olduğu bildirilmiştir.
Düşük-orta gelir düzeyine sahip ülkelerde önemli ölçüde eksik bildirim, teşhis araçlarının eksikliği ve bakıma erişim eksikliği nedeniyle solunum yolu hastalıklarının gerçek yükü olduğundan daha az tahmin ediliyor.
KİRLİLİK VE TÜTÜNLE MÜCADELE ŞART
Açıklamasında, hava kirliliği ve tütün ve tütün ürünleri kullanımının solunum sistemi üzerindeki olumsuz etkilerine özellikle dikkat çeken Yılmaz, bu konuda şu uyarıları yaptı: “Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre; tüm dünyada özellikle düşük-orta gelir düzeyine sahip ülkelerde bireylerin yüzde 90’ının soluduğu hava olması gereken standartların dışında. Buna göre 2,4 milyar birey iç ortam hava kirliliğine, 1,3 milyar kişi de tütün ve tütün ürünleri dumanına maruz kalıyor. Bu rakamlar durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Bu nedenle tüm dünyada tütün-tütün ürünleri kullanımını önlemeye yönelik etkin, önleyici önlemler alınması gerekli. Elektronik sigara da dahil tüm tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının önlenmesi solunan hava kalitesini artırarak, iç ortam hava kirliliğini azaltacak, sağlıksız çalışma koşullarını azaltarak pulmoner ve kardiyovasküler hastalıklara bağlı hastane yatışı ve ölümleri azaltacaktır.”
ÖNLEYİCİ STRATEJİLERLE YÖNETİLEBİLİR
Solunum hastalıklarının pnömoni gibi akut hastalıklardan KOAH gibi kronik hastalıklara kadar geniş bir spektrum oluşturduğunu, kronik solunum hastalıklarının ise çoğunlukla önlenebilir ve tedavi edilebilir olduğunu aktaran Yılmaz, koruyucu önlemlerle ilgili şu bilgileri verdi: “Dünyada 2017 yılında 544,9 milyon bireyde kronik solunum yolu hastalığı olduğu açıklandı. Bu hastalıkların pek çoğu önlenebilir. Akut ve kronik solunum hastalıkların önlenmesi ve yönetiminde yaşam boyu etkili ve verimli hizmetler sunabilen güçlü sağlık sistemlerinin önemi büyük. Ayrıca, tütün dumanına maruz kalmanın ve hava kirliliğinin azaltılması, bu gibi sorunlarla mücadele edilmesi de akciğer kanseri dahil, bu tip hastalıkların önlenmesi için mutlaka alınması gereken önlemler arasında. Yeterli beslenme, insan immün yetmezlik virüsünün (HIV) kontrolü ve bağışıklama gibi önleyici stratejiler geliştirilmesi ve pnömonilerin etkin tedavisi ile yoluyla akut solunum yolu hastalığının birincil önlenmesi ve yönetilmesi mümkün.”
YOKSULLUKLA MÜCADELE ÖNCELİKLER ARASINDA
COVID 19 pandemisi nedeniyle erişkin ve çocuk bağışıklama, kanser tarama programları, KOAH, astım, tüberküloz programlarının aksadığını ifade den Yılmaz, açıklamasını şöyle tamamladı: “Şimdilerde bu süreçlerin yeniden yapılandırılması üzerine çalışmalar yapılıyor. Bu süreçte yoksulluk ile mücadele, immünizasyon programlarının güçlendirilmesi, etkin bağışıklama programları sağlık sisteminin önceliği olmalı. Tüm bu çabaların sonucunda hedef Dünya Akciğer Günü’nün ortak sloganında da belirtildiği gibi; herkes için sağlık’olmalı.”